GeriCinsellik Erkekler seks mitlerini yorumluyor!
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Erkekler seks mitlerini yorumluyor!

Erkekler seks mitlerini yorumluyor!

"Seks hakkında her geçen gün yeni bir şey daha öğreniyoruz. Bazılarına inanıyoruz, bazılarını ise tecrübe etmeden bilemiyoruz. Peki ya erkekler? Acaba onlar seks mitleri konusunda neler düşünüyorlar?"

Cinsellik o kadar tehlikeli ve tuzaklarla dolu bir alan ki, en mantıklı ve aklı başında kişi dahi o alana girdiği zaman yönünü şaşırıp birtakım yanılgılar içine düşebiliyor. Seks hayatımızda sorun yaşadığımız, daha önce bilmediğimiz bir durumla karşılaştığımız ya da kendimizi çaresiz hissettiğimiz zaman çözümü, ya arkadaşlarımızın tecrübelerinde ya da kulaktan kulağa yayılan ve nereden çıktığını doğrusu pek de iyi bilmediğimiz birtakım bilgilerde arıyoruz. Partnerimizle ilişkimizi renklendirmek istediğimiz zaman da bu bilgilere başvuruyoruz. Aynı şekilde, karşı cinsin cinselliğe bakış açısı da kafamızda bu bilgilerin ışığında şekilleniyor. Seks mitleri de işte tam bu noktada doğuyor.

Ortak sorunlar ve tecrübeler, kim bilir kimlerin hayal gücünün ürünü olan bir yığın hikâyeyle birleşerek bu mitleri oluşturuyor ve özellikle kadınlar arasında bunları popüler hale getiriyor... Oysa şaşırtıcı bir biçimde yeni nesil erkekler, seksle ilgili bu ortak kabulleri bizden çok daha fazla sorguluyor ve bazılarını reddediyorlar. Bu kez de yatağın öbür ucundan gelen bu çatlak seslere kulak vermeye ne dersiniz?


SEKS MİTİ: Sevişme ne kadar uzun sürerse, kadın o kadar mutlu olur.

ERKEK GÖRÜŞÜ: Erken boşalma talihsizliğini bir kenara koyacak olursak, bu mit koca bir yalandan ibaret. Çünkü beş dakikalık bir kısa mesafe koşusunu iki saatlik bir maratona tercih eden bir sürü kadın olduğunu biz erkekler gayet iyi biliyoruz. Çoğu kadın için önemli olan sevişmenin süresi değil, yoğunluğu ve kalitesidir. Vücudunda doğru noktalara temas edildiğinde bir kadın çok kısa sürede uyarılabilir. Tabii ki kadının anatomisi erkeğinkinden daha karmaşık ama bu o anatominin asla çözülemeyeceği anlamına da gelmiyor. Ayrıca uzun sevişmeler için uzun vakte ihtiyaç var ve gündelik hayatta böyle bir vakit bulmak ya da yaratmak her zaman mümkün olamıyor. Oysa sinemaya gitmek için evden çıkmadan önce kolayca gerçekleşebilecek bir "quickie", insanın cinsel hayatına spontanlık katan hoş bir değişiklik olarak daima hazırda bekliyor.


Diğer seks mitleri için erkekler ne dedi? >>>>>>>

SEKS MİTİ: Seks hakkında öğrenmek istediğimiz her şeyi porno filmlerde bulabiliriz.

ERKEK GÖRÜŞÜ: Bu mitin hem doğru, hem de yanlış bir yanı var. Biz erkekler, ergenlik döneminde porno filmleri bir tür eğitim programı gibi kullandığımızı itiraf etmek zorundayız. O dönemde, ateşli ve bir türlü derman bulamayan, hormon bazlı duyguların yarattığı çaresizlik, kafamızdaki soruları ailemizle paylaşma konusunda yaşadığımız güçlük ve en önemlisi, dinmek bilmeyen merakımız bizi ister istemez bu filmlere yöneltiyordu. Fakat gerçek ilişkiler yaşamaya başladıkça, fiziksel ve ruhsal olarak çeşitli kadın tipleriyle temas ettikçe, cinselliğin pek de o filmlerdeki gibi yaşanmadığını gördük. Yaşımız kaç olursa olsun, kadın erkek, hepimiz hâlâ bu filmlere ilgi duyuyoruz, ama en azından arak kurguyla gerçeği ayırt etmeyi beceriyoruz.


SEKS MİTİ: Kadınların sekse hazır hale gelmek için yoğun duygulara sahip olmaları gerekir.

ERKEK GÖRÜŞÜ: Eğer bu mitin başında "bazı" kelimesi olsaydı, kesinlikle doğru olduğunu söyleyebilirdik. Ama bu cümlenin bu haliyle fazla iddialı bir genelleme olduğu kesin. Romantizm talebi bir cinsiyet değil, kişilik meselesidir. Bugün erkeklerin mumlu şaraplı masalar ve romantik müziklerle baştan çıkaramadığı bir sürü kadın var. Hatta bu kadınların bir kısmı, söz konusu klişelerle bir güzel dalga geçip karşısındaki erkeği yerin dibine sokacak kadar alaycı bir bakış açısına sahip. Günümüzde her iki cins de ilişkiler ve aşk konusunda çok daha gerçekçi. Aynı şekilde, uzun süreli bir ilişkinin içinde de kadının ya da erkeğin bazen romantizm ve duygusal yakınlık, bazense sadece zevk talep ettiği durumlar söz konusu olabiliyor. Sonuçta insanoğlunun ihtiyaçları sürekli bir değişkenliğe sahip değil mi?


>>>>>>>

SEKS MİTİ: Seksi kullanarak bir erkeği kontrol altına almak mümkündür.

ERKEK GÖRÜŞÜ: Bu mit, bizden önceki kuşaklar için doğru olabilir; ama bunun sebebi sadece, o zamanlar cinselliğin bir tabu olmasıydı. Kadınlar bedenlerini, yani en değerli hazinelerini doğru erkeğe saklamak istiyorlardı ama 'doğru'nun ne demek olduğu konusunda pek bir fikirleri yoktu. Oysa günümüz kadınları, cinselliği aşkın bir uzantısı olarak değil, başlı başına bir zevk olarak görüyorlar. Kendileriyle çok daha barışıklar, seks konusunda tutucu değiller, ertesi sabah pişmanlık gözyaşları döküp adamı doğduğuna pişman etmiyorlar ve onlarla birlikte eğlenmek bizim de çok hoşumuza gidiyor! Seksi, erkeğin zayıf noktası olarak gören ve bunu birlikte olduğu kişileri parmağında oynatmak için kullanma planları yapan kadınlar gittikçe azalıyor; tıpkı cinselliğini skor kaygısının gölgesinde yaşayan erkekler azaldığı gibi. Kısacası, kadınlar içlerindeki erkeği, erkekler de içlerindeki kadını ortaya çıkarmaya başladılar ve bu yaklaşım, iki cins arasındaki sınırları yavaş yavaş ortadan kaldırıyor.


SEKS MİTİ: İlk buluşmanın sonunda geceyi seksle noktalamak iyi bir fikir değildir.

ERKEK GÖRÜŞÜ: Bu da eski kafalı kadınların "Erkekler bizden sadece seks istiyor ve istediklerini alınca da çekip gidiyorlar" mantığının uzantısı olan asılsız dedikodulardan biri! Bazı kadınlar, sırf ahlaksız görünmekten korktukları için ilk buluşmada bizimle aralarına yapay bir mesafe koyuyorlar, biz de dostlarımızla ilk bir araya gelişimizde onlarla bir güzel dalgamızı geçiyoruz! İlk buluşmanın seksle bitip bitmemesi, sadece ve sadece buluşmanın gidişatına ve iletişimin o ana kadarki yoğunluğuna bağlıdır. Mesela söz konusu çift uzun zamandır birbirinden hoşlanıyorsa, aralarında mutlaka önceden oluşmuş bir cinsel çekim vardır ve ilk buluşmanın sonunda bu çekimin seksle taçlandırılmaması büyük bir kayıp olur! Belki de onları kısa bir süre önce bir arkadaşları tanıştırmıştır ve birbirlerini pek de iyi tanımıyorlardır. Böyle bir durumda, kendini seks yapmaya mecbur hissetmek de aynı şekilde onlar için anlamsız. Uzun lafın kısası, bize göre ilk buluşmanın sonunda seks, ne bir zorunluluk, ne de bir tabu... Herkes içinden geldiği gibi, kendini rahat hissedeceği şekilde davranabilir. Biz erkekler için önemli olan tek şey, her koşulda doğal ve dürüst olmak.


>>>>>>>

SEKS MİTİ: Erkekler yatakta bir kez bile başarısız olsalar hayatları kararır.

ERKEK GÖRÜŞÜ: Eğer bu mit doğru olsaydı, ortalık hayatı kararmış erkeklerden geçilmezdi. Bu tür kazalar şu veya bu sebeple hepimizin başına gelebilir. Hoş bir durum olduğunu iddia edecek değiliz. Ama sonuçta biz de seks makinesi olarak yaratılmadık; fiziksel, ruhsal ve zihinsel iniş çıkışları olan varlıklarız. Bizce asıl önemli olan, insanın böyle bir olayla baş edebilmeyi, bununla dalga geçebilmeyi bilmesi, bunu yapacak kadar kendiyle barışık olması. Yeni nesil erkekler olarak bu konuda, bizden önceki kuşaklara göre çok daha başarılıyız. Çünkü bir erkek herhangi bir sebeple ereksiyon sorunu yaşasa da bunu bir ego meselesi haline getirmediği zaman, o erkeğin partneri olan kadın da kendini kötü hissetmiyor ve bu nahoş olay hiçbir iz bırakmadan geçip gidiyor. Fakat tabii bu sorunu sık sık yaşayan erkeklerin, bunu bir tür hastalık gibi değerlendirmeleri ve gurur meselesi haline getirmeyip en kısa zamanda bir uzmana başvurmaları şart; cinsel hayatlarının selameti için!


SEKS MİTİ: Erkekler yatakta çok fazla ses çıkarmazlar ama bu onların zevk almadıkları anlamına gelmez.

ERKEK GÖRÜŞÜ: Bu miti kim yaymışsa, iyi yapmış! Çünkü tamamıyla doğru. Bir kere bizim ses tonumuz, kadınlardan çok daha kalın. Yatakta kadınlar kadar yüksek sesle bağırsak, komşular kavga ettiğimizi düşünüp bizi ayırmaya gelirlerdi! Biz erkekler, yatakta en kendimizi kaybettiğimiz anlarda bile içten içe tuhaf bir 'kontrollü olma' ihtiyacı hissederiz. Bu tamamen içgüdüsel bir durumdur. Belli bir nedeni de yoktur. Ayrıca partnerimizin zevk çığlıklarına ve inlemelerine kulak vermek daha çok hoşumuza gider. Fakat burada, zevkle ses yüksekliği arasında bir ilişki olduğunu düşündüğümüz sanılmasın. Biz de birlikte olduğumuz kadın kadar, belki ondan da fazla zevk alıyoruzdur ama bu zevki sessizce yaşamayı tercih ederiz. Ayrıca bu sadece cinsiyet değil, biraz da tarz meselesi. Yatakta çok mutlu olduğu halde sesi soluğu çıkmayan kadınlar da gördük. Fakat ne olursa olsun, bir erkeğin sevişirken duygularını abartılı seslerle ifade etmesi komik olur, buna hiçbirimiz cesaret edemeyiz.




Kaynak: Marie Claire


False